Nahiv

İsim Tamlaması Arapça

İzafet, sözlükte dayamak, katmak, eklemek, ilave etmek gibi anlamlara gelir. Yani bir  ismi diğer bir isme dayandırmak suretiyle elde edilen bir terkiptir. Biz buna Türkçe’de tamlama diyoruz. İzafet terkibi en az iki isimden oluşur. Bunlardan birincisine muzaaf / مُضاف (tamlanan), ikincisine muzafun ileyh / مُضاف إليه (tamlanan) denir. Türkçedekinin tersine Arapçada önce tamlanan, sonra tamlayan kullanılır. Türkçe bir isim tamlamasını Arapçaya çevirirken sözcüklerin altına Arapçalarını yazmak yeterlidir.

İkinci ismin marife olması tamlamaya da marifelik kazandırır. Bu şekilde olan tamlamaya Türkçe’de belirtili isim tamlaması denir.

Tamlamanın Ögeleri

  1. Muzâf

Arapça tamlamanın ilk ögesidir. Yani tamlanandır. Hiçbir zaman başında harf-i ta‘rîf (belirlilik takısı, (ال) bulunmaz. Buna mukabil sonu da hiçbir zaman tenvinlenmez, tek hareke ile harekelenir. Cümle içindeki yerine göre son harekesi değişir. Özne durumunda damme, nesne durumunda fetha, başında harf’i cer veya zarf bulunduğunda kesra ile harekelenir.

İlgili Makaleler

Muzaf marife-nekre kurallarına uymamaktadır. Arapça’da harf-i tarif yani elif-lam takısı kelimenin başına gelerek o kelimeyi belirli yapar. Belirli olmayan kelimenin ise sonunda tenvin yani çift hareke bulunur. Ancak Muzaaf olan bir kelime ikisini de almamaktadır. Bunun nedeni muzâfın isim tamlaması sebebiyle harf-i tarif almadan belirli olmasıdır. 

  1. Muzâfun İleyh

Arapçada isim tamlamasının ikinci ögesidir. Yani tamlayandır. Daima mecrûrdur.

Örnek;
قَلَم الوَلَدِ   Öğrencinin kalemi
قلم :       Muzâf (tamlanan) (Cümle içindeki durumuna göre merfû, mansûb veya mecrûr olabilir).
الولدِ :     Muzâfun ileyh (tamlayan), mecrûr

Tamlamanın Türleri

Arapça tamlamalar belirtili, belirtisiz ve zincirleme isim tamlaması olmak üzere üçe ayrılır. Tamlamanın belirtili veya belirtisiz oluşu muzâfun ileyh’in yani tamlayanın belirli veya belirsiz oluşuna bağlıdır. Bu öge belirliyse tamlama belirtili isim tamlaması, belirsizse tamlama belirtisiz isim tamlaması olur. Buna göre tamlamanın anlamı da değişir. 

Örnek;

بابُ الحَديقَةِ       Bahçenin kapısı (Belirtili isim tamlaması)

بابُ حَديقَةٍ      Bahçe kapısı, herhangi bir bahçenin kapısı (Belirtisiz isim tamlaması)     

بَيْتُ الْحَارِسِ     Bekçinin evi

İkinci ismin nekre olması ise Türkçe’de belirtisiz isim tamlaması olarak bildiğimiz isim tamlaması olur.

بَيْتُ حَارِسِ      Bekçi evi

Not: İzafette birinci isim cümle içindeki yerine göre irab edilir. Yani muzaaf merfu, mansub yada mecrur olabilir. Ancak muzafun ileyh her zaman mecrur olur.

Örnekler;

.كِتابُ الأُسْتاذِ جَديدٌ                   Hocanın kitabı, yenidir. 

.جَلَسْتُ في حَديقَةِ الكُلّيّ              Fakültenin bahçesinde oturdum.

مِفْتاحُ بابِ البيتِ                     Evin kapısının anahtarı -Belirtili 

غُرْفَةُ عَميدِ كُلّيّةِ الجامِعَةِ            Üniversitenin fakültesinin dekanının odası -Belirtili 

زُجاجُ بابِ سَيّارَةِ مُديرِ مَدْرَسَةٍ      Bir okul müdürünün arabasının kapısının camı -Belirtisiz 

لَعِبْنَا في فِنَاءِ الْمَدْرَسَةِ              Okulun bahçesinde oynadık.

مَشَيْتُ عَلَى شَاطِئِ النّشيلِ          Nil kıyısında yürüdüm.

رَكِبْتُ قِطَارَ الصَّبَاحِ                 Sabah trenine bindim.

 جَوُّ شاطِئِ البَحْرِ حا               Deniz kıyısının havası sıcaktır.

.أَخَذْتُ مِفْتاحَ بابِ مَكْتَبِ الرّجُلِ     Adamın ofisinin kapısının anahtarını aldım. 

Not: Arapçada كُلّ sözcüğü ile belirtili veya belirtisiz isim tamlamaları oluşturulabilir. Tamlayanı belirsiz olduğunda كُلّ kelimesi “ her” anlamındadır. Tamlayanı belirli ise كُلّ kelimesi “bütün” anlamına gelir.

bütün insanlar    كُلّ النّاسِ          her insan  كُلّ إنْسانٍ

bütün gün          كُلّ اليَوْمِ           her gün    كُلّ يَوْمٍ