Nahiv

Harf-i Cerler

حُروف الجر

Harf-i cerler sadece isimlerden önce kullanılan ve başına geldiği ismi mecrûr yapan harf ya da harf öbekleridir. Harf-i cerlerin bazıları Türkçedeki bulunma, ayrılma ve yönelme durum ekleri yerinde kullanılırken, bazıları da “ile”, “gibi”, “üzerinde”, “için” vb. anlamlarda kullanılırlar. Bu harflerin kendi başlarına anlamları yoktur ve tek başlarına kullanılmamaktadırlar. Çünkü hiçbir nesne veya harekete işaret etmemektedirler. Ancak cümlenin oluşumunu sağlayan temel unsurlardan biridirler. Anlamı olan kelimelerle birlikte kullanılarak anlam kazanırlar. Kelimeler bu harfler vasıtasıyla birbirleriyle kenetlenerek yeni bir anlam oluştururlar. Fiil ve fâilden, mübteda ve haberden oluşan temel cümle yapıları harf-i cerler vasıtasıyla genişleyip büyük cümlelere dönüştürülür, bu şekilde daha geniş anlamlı cümleler elde edilmiş olur.

Harfi cerler isimleri fiillerden ayıran özelliklerden biridir. Zira isimler başlarına harf-i cer alır, fiiller ise harf-i cer almazlar. İsimler başlarına gelen harf-i cerler sebebiyle mecrûr olurlar, fiiller ise hiçbir zaman mecrûr olmaz, temel cer alameti olan kesrayı hiç almazlar. Harf-i cerlerin tek başlarına anlamları olmamakla birlikte cümle içinde kelimelerle birlikte kullanılırken anlam kazanırlar. Bunlar isim ve fiilleri birbirlerine kenetleyen yardımcı kelimelerdir. Harfi cerlerin bağlı bulundukları, anlamlarını isimlere ulaştırdıkları kendilerinden önce gelen bir fiile, şibih fiile veya mana fiile ihtiyaçları vardır. Bazı fiiller mef’ullerini alırken bu mef‘ulleri doğrudan alamaz harfi cer vasıtasıyla alabilirler. Bu fiillerin yararlandıkları harf-i cerlere göre anlamları değişir. Bu sebeple sözlüklerde filler birlikte kullanıldıkları harfi cerlerle anlamlandırılmışlardır. Sözlüklerden yararlanırken buna dikkat etmek gerekmektedir.

Harf-i cere “câr”, kendisinden sonra gelen isme ise “mecrûr” denir. Mecrûr isim, harf-i cerin etkisi ile irâbı değişmiş ve mecrûr olmuş kelime anlamına gelmektedir. Harf-i cerler önüne geldikleri isim soylu kelimeleri mecrûr yapmaktadırlar. Mecrûr olma ismin yapısına göre farklı işaretlerle (alamet) olmaktadır.

İlgili Makaleler

Not: Harf-i cerlerin önlerindeki isimlere etkide bulunup mecrûr yapabilmeleri için harf-i cerle mecrûr isim arasına başka bir kelimenin girmemesi gerekir. Harf-i cerle ismi arasına başka bir kelime girdiği zaman harf-i cerler o isme etkide bulunup mecrûr yapamazlar.

Klasık Arapça metinlerinde yirmiden fazla harfi cer kullanılırken modern Arapça’da bu sayı 12’ye kadar düşmektedir.

HARF-İ CERLER
Açıklama Anlamı Harf-i cerler
ayrılma durumu -den, -dan مِنْ
bulunma durumu -de,-da في
yönelme durumu -e,-a إلى
bazen bulunma, bazen “ile” anlamında -de,-da; ile بِ
üzerinde, üzerine على
aidiyet ve sebep bildirme için لِ
-den, -dan, hakkında عَنْ
gibi كَ
Zaman ve mekânda bitişi,

sona varışı bildirir.

–e, -a, -de, -da, -e kadar,

-ıncaya kadar, -ene dek

حَتّى
Belki, nice, birçok, pek az, nadiren رُبَّ
–den beri, -den bu yana, itibaren مُذْ
–den beri, -den bu yana, itibaren مُنْذُ
Yemin vavıdır. vallahi, andolsun, yemin ederim ki واوُ القَسَم

Not: Bu harfi cerlerden ( كَ ، حَتّى ، رُبَّ ، مُذْ -مُنْذُ ، وَاوُ القَسَمِ ) sadece açık (zâhir) isimlerin başına gelir zamirlerin başına gelmezler;  (بِ ، مِنْ ، إلَى ، عَنْ ، عَلَى ، لَ,  فِي ) harf-i cerleri ise hem açık isimlerin hem de zamirlerin başına gelirler.

Örnekler;

مِنْ
Öğrenci evden çıktı.                         .خَرَجَ الطّالِبُ مِنْ البَيْتِ
Kız öğrenci okuldan çıktı.                 .خَرَجَتْ الطّالِبَةُ مِنْ المدَْرَسَةِ
Okuldan eve kadar koştum.              .رَكَضْتُ من البَيْتِ إلى المدَْرَسَةِ
Ben Kuveyt’tenim.                                       .أنا مِن الكويتِ
إلى
Eve gittim.                                     .ذَهَبْتُ إلى البَيْتِ
Denize baktım.                                    .نَظرْتُ إلى الْبَحْرِ
في
Kalem çantada.                                    .القَلَمُ في الحَقيبةِ
Ben evdeyim.                                          .أنا في البيْتِ
بِ
Arabayla gittim.                                      .ذَهَبْتُ بِالسَّيّارةِ
Üniversitede okuyorum.                                     .أدْرُسُ بِالجامِعَةِ
على
Kitap masanın üzerindedir.                              .الكِتابُ على الطّاوِلَةِ
Bisiklet kaldırımdadır.                           .الدَّرَّاجَةُ على الرَّصيفِ
لِ
Çanta öğrencinindir.                                     .الحَقيبَةُ لِلطّالِبَة
Camiye -mescide- namaz için gittim.                      .ذَهَبْتُ إلى المسَْجِدِ للصَّلا

Notلِ (li) harf-i ceri isme bitiştiği zaman kesralı (li biçiminde), birinci tekil şahıs dışındaki şahıs zamirlerine bitiştiğinde fethalı (le biçiminde) okunur. Örnek ( لَهُمُْ : le-hum; لَكُمْ : le-kum; لِدِينِه : li-dînihî).

عَنْ
Öğretmen hakkında bir şiir yazdım.                          .كَتَبْتُ شِعْرًا عَن المعَُلِّمِ
Banka eve uzaktır.                      .المصَْرِفُ بَعيدٌ عَن الْبَيتِ

Not: Arapçada بعيد (uzak) kelimesi, daima عَن harf-i ceri ile kullanılır (-den uzak), ne var ki Türkçede –den uzak kullanımından ziyade –e uzak kullanımı yaygındır. Dolayısıyla  bu cümleyi “Banka evden uzaktır.” biçiminde Türkçeye aktarmak da yanlış değildir.

كَ
Sen gül gibi güzelsin.                                  .أنتِ جَيلةٌ كَالوَرْدَةِ
İlim deniz gibidir.                                          .الْعِلْمُ كَالْبَحْرِ

حَتَّى

Sabaha kadar maçı izledik.                 .شاهَدْنا الْمُباراةَ حتّى الصُبحِ
Tepeye kadar yürüyeceğim.                             .سَأَمْشِي حَتَّى الرَّبْوَةِ

رُبَّ

Çok az faziletli adamla karşılaştım.                         .رُبَّ رَجُلٍ فاضِلٍ لَقِيْتُه
Nice ilim sahibine fayda vermemiştir.                    .رُبَّ عِلمٍ لم يَنْفَعْ صاحِبَه

مُذ، مُنْذُ

Cuma gününden beri onu görmedim.                   .ما رَأيْتُهُ مُذْ يَوْمِ الجُْمعَةِ
Onunla üç günden beri konuşmadım.                     .لَمْ أُكَلِّمْهُ مُنْذُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ

واوُ القَسَمِ

Vallahi mektubu okumadım.                     .واللهِ ما قَرَأتُ الرِّسَالَة